Bugün: 29 Mart 2024 Cuma
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Yazarlar
Print Al
Siz de Dikkat Fakiri misiniz?



Siz de öğle yemeklerinde hem sohbet edip hem de cep telefonunuza gelen mesajları okuyor musunuz? Katıldığınız toplantılarda, Instagram’a Twitter’a göz atıp e postalarınıza cevap yazıyor musunuz? Bazıları toplantı sırasında alçak sesle, kısa telefon konuşmaları bile yapıyorlar, siz de katıldığınız toplantılarda böyle yapıyor musunuz? Evde televizyon izlerken aynı zamanda telefon veya tabletinizle başka işlerle uğraşıyor musunuz? Hatta bunları yaparken etrafınızdakilere laf yetiştirmeye çalıştığınız oluyor mu?



Eğer bu soruların çoğuna “evet” yanıtı verdiyseniz bilin ki yalnız değilsiniz. Siz de büyük çoğunluk gibi “dikkat fakirisiniz.” İçinde yaşadığımız dönemin en önemli gelişmelerinden biri, hepimizin dikkatinin azalması oldu. Bugün hemen herkes “dikkat toplama” sorunu yaşıyor. Dikkat yönetimi, artık hem bireyler hem de şirketler için en kritik konular arasında yer alıyor. Şirketler dikkatini toplayamayan çalışanlardan verim alamıyor. Markalar dikkati bölük pörçük insanlara reklam yapsalar bile ulaşamıyor.

Peki, neden dikkatimizi toplamakta zorlanıyoruz?

Bence bunun iki sebebi var: Birincisi “bilgi patlaması” İçinde yaşadığımız dönemde hazmedeceğimizin çok üzerinde bir bilgi miktarı, bombardıman gibi üzerimize yağıyor. Son yirmi yılda üretilen bilgi insanlık tarihi boyunca üretilen bilgiden daha fazla. Bu, hem olağan üstü bir ilerleme hem de korkutucu bir durum. Bugüne kadar görülmemiş bir hızla artan bilgiyle ne yapacağımızı, hangi bilgiye değer vereceğimizi bilemez bir haldeyiz.

Tıpkı elimizdeki seçeneklerin artmasının seçim yapmamızı zorlaştırması gibi artan bilgi bizi zenginleştireceğine fakirleştiriyor.

Nobel ödüllü iktisat bilimcisi Herbert Simon, henüz 1970’lerde yani bizler bu kadar çok bilgi bombardımanı altında değilken “enformasyon bolluğunun aslında dikkat fakirliği oluşturduğunu” ileri sürmüştü. Simon, şirketlerin bilgi yönetim sistemlerini tasarlarken sorunlarını “bilgi eksikliği” olarak tarif etmekle büyük bir yanılgıya düştüğünü söylemişti. İyi bir bilgi yönetiminin aslında daha çok bilgi toplamak yerine gereksiz bilgileri “filtrelemek” olduğunu vurgulamıştı.

Dikkat dağınıklığının ikinci sebebi ise aynı anda birden çok iş yapmaktır (Multi-tasking). Ancak sanıldığının aksine bu durum bir yetenek göstergesi değildir. Aslında kimsenin zihni aynı anda iki işe odaklanamaz. Hafif bir müzik dinlerken çalışmak bile çoğu insanın dikkatini dağıtır. Sakız çiğnerken merdiven çıkmak gibi vücudun otomatik yaptığı işler hariç, kimse iki işi aynı anda yapamaz. İnsan televizyon izlerken cep telefonuyla Instagram’a baktığında ikisine aynı anda odaklanamaz. Televizyon izlemekle Instagram’a bakma arasında sürekli gidip gelir. Bu da insan zihnini yorar; yıpratır.

Uyuşturucunun insan zekasını düşürdüğünü hepimiz biliyoruz. Marihuana içenler normal zamanlarda kolayca yaptıkları işleri, uyuşturucu etkisi altında daha zorlanarak yaparlar. Londra Üniversitesi psikiyatri Enstitüsü hocalarından Dr Glenn Wilson, aynı anda birden çok iş yapanların zekâ seviyelerindeki düşüşün, marihuana kullananların zeka seviyelerindeki düşüşten iki kat daha fazla olduğunu söylüyor.

İçinde yaşadığımız bilgi bombardımanı çağında aynı anda birden fazla iş yapmamız dikkatimizi çok azaltıyor. Hiçbirimiz aynı anda iki işi aynı kalitede yapabilme becerisine sahip değiliz. Aksine aynı anda ne kadar çok iş yaparsak, yaptığımız işlerin kalitesi de o kadar düşüyor.



Psikologlar, konsantrasyon zorluğu ve “sürekli yarı-dikkat” (continuous partial attention) hallerinin bu çağın “hastalığı” olduğunu söylüyorlar. Sürekli olarak dikkatleri bölünen insanlar yüzde yirmi oranında daha düşük bir performansla çalışıyorlar.

California Irvine Üniversitesi’nden bilişim teknolojileri profesörü Dr Gloria Mark, yüksek teknoloji şirketlerinde çalışanları gözlemlediğinde, ortalama bir çalışanın herhangi bir proje üzerinde hiç kesintiye uğramadan ve kendisinden başka bir iş istenmeden sadece on dakika çalışabildiğini tespit etti.

Cep telefonları bir yandan, bizi her yerde her an herkese bağlı tutarken diğer yandan hayatımızı zorlaştırıyor. Teknoloji bizim düşünme yetimizi azaltıyor. Çoğumuz odaklanma ve karar alma zorluğu yaşıyoruz. Gün boyu yarı dikkat hali içinde kendimizi sürekli yorgun hissediyoruz. Aynı anda birden fazla iş yapmak stresimizi artırıyor.

Daha az stresli, daha verimli ve daha zinde olmak için kendimize çeki düzen vermeliyiz. Kendimize kurallar koymalıyız. Mesela arkadaşlarımızla, ailemizle sohbet ederken cep telefonlarımızı bir kenera bırakmalıyız. İş toplantılarında Instagram’ı, Twitter’ı unutmalıyız.

İçinde yaşadığımız dönemde dikkatimizi yönetmek başlı başına bir iş. John Beck ve Thomas H. Davenport Dikkat Ekonomisi isimli kitaplarında söyledikleri gibi, bugün başarılı ve mutlu olmak, dikkatimizi etkili yönetmemize bağlı.



Bu konuyla ilgili aşağıdaki kitapları öneririm:

John Beck, Thomas Davenport, Dikkat Ekonomisi, Optimist Yayınları, 2010
John Beck, Thomas Davenport, The Attention Economy : Understanding the New Currency of Business, Accenture, 2001
Alvin Toffler, Rowan Gibson, Rethinking the Future: Rethinking Business Principles, Competition, Control and Complexity, Leadership, Markets and the World, Nicholas Brealey Publishing, 1998
Mihaly Csikszentmihalyi, Flow: The Psychology of Optimal Experience, Harper Perennial, 1991
Bu yazıyla ilgili olarak aşağıdaki makaleleri ve linkleri öneririm :

1. Attention Economy
http://en.wikipedia.org/wiki/Attention_economy

2. Attention Span
http://en.wikipedia.org/wiki/Attention_span

3. Georg Franck, The Economy of Attention, Decline of material wealth, 1999
http://www.heise.de/tp/r4/artikel/5/5567/1.html

4. Infomania worse than marijuana
http://news.bbc.co.uk/2/hi/uk_news/4471607.stm

5. Jakob Nielsen on information pollution, BBC News , 2003
http://news.bbc.co.uk/2/hi/technology/3171376.stm

6. Just Breathe: Building the case for Email Apnea
http://www.huffingtonpost.com/linda-stone/just-breathe-building-the_b_85651.html


Temel Aksoy ile iletişim kurmak için e-mail adresi: temelaksoy@temelaksoy.com
Yazarın Diğer Yazıları
Pazarlama Kanunları
Sadakat Programları Markalara Fayda Sağlar mı
Pazarlamaya Övgü
Fiyat İndirimi Yapmayan Markalar Başarılı Olur mu?
Marka Değeri Hesap Edilebilir mi?
Marka Hedef Kitlesi Nasıl Belirlenir?
Oy Vermek Bir Kimlik Meselesidir
Akıllı Kalabalık
Reklam, Hedef Kitlenin Zihninde “Kısa Yol” Oluştur
Alışverişçinin Anatomisi
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.