Bugün: 25 Nisan 2024 Perşembe
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Gündem
Print Al

Çalışan kadın sayısı artıyor

4 Ağustos 2012 Cumartesi::

BETAM tarafından açıklanan rapor Türkiye'de kadınların işgücü piyasasına katılma oranlarının arttığını, katılmayanlar arasında ev kadını oranının düştüğünü ortaya koydu

Yazı Boyutu : A A A A

Toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilintili çeşitli uluslar arası karşılaştırmalarda Türkiye'nin en sonlarda yer almasına sebep olan kadın işgücüne katılımının düşüklüğü Türkiye için önemli bir politika alanı oluşturuyor. Bu bağlamda gerek akademisyenler, gerek düşünce kuruluşları, gerek politika yapıcılar kadınların işgücü piyasasındaki durumlarını yakından takip ediyor. TÜİK tarafından açıklanan ve Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam ) tarafından mevsim etkilerinden arındırılan veriler genç nüfusa sahip Türkiye'de kadınların işgücü piyasasına katılma oranlarının arttığını ve katılmayanlar arasında ev kadını oranının düştüğünü gösteriyor. İşgücüne katılımdaki bu yavaş ama istikrarlı artış Türkiye'yi hala diğer ülkelere kıyasla geride bıraktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Gökçe Uysal, kadınların ekonomik hayata katılımının önündeki engellerin kaldırılması için eğitim, kadın istihdamı teşvikleri, kreş yardımı, babalık izni gibi bileşenler içeren bütüncül politikaların geliştirilmesi önem arz ettiğini vurguluyor.

8 milyon 54 bine yükseldi
TÜİK tarafından açıklanan Ocak 2005 ile Nisan 2012 dönemleri arasındaki işgücü piyasası verileri kadınların işgücüne (istihdam edilenler + iş arayanlar) katılımlarının son yıllarda yavaş ama istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koyduğunu söyleyen Gökçe Uysal, mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre Ocak 2005'te 15 yaş üzeri kadın nüfusu 24 milyon 509 bin, işgücündeki kadın sayısı 5 milyon 709 bin iken Nisan 2012'de 15 yaş üzeri kadın nüfusu 27 milyon 672 bin, işgücündeki kadın sayısı ise 8 milyon 54 bine yükseldiği bilgisini veriyor.

"Artış devam edecek"
Ekonomik krizlerde ailede çalışan bireylerin işsiz kalmaları ya da işsiz kalma ihtimallerinin artmasına paralel olarak çalışabilir durumda olan ancak çalışmayan bireylerin işgücü piyasasına girdiklerini söyleyen Gökçe Uysal, "Kadın katılımında 2008 yılının ortasından 2011 yılının ortasına kadar gözlemlenen artışın bir kısmının ek çalışan etkisi olduğu aşikâr. Ancak daha önceki krizlerde, işsizliğin düşmesine paralel olarak kadınların işgücü piyasasından çıktıkları da görülmüştü. Bu krizde henüz bir çıkış yaşanmadı. Tarım dışı işsizlik Mart 2011'de kriz öncesi dönemin son verisi olan Mayıs 2008 seviyesine geriledi, buna rağmen kadın işgücüne katılım oranlarında henüz bir düşüş gözlemlenmedi. Önümüzdeki yıllarda da çalışan kadın sayısının ve işgücüne katılımın başta eğitim düzeyindeki yükseliş olmak üzere, gelir artışı, emeklik yaşının yükselmesi gibi nedenlerle artmaya devam edecek" diyor. İşgücü piyasasıyla olan/olmayan ilişkilerin incelenmesi bakımından kadınların işgücüne katılmama sebeplerinin de önemli olduğunu belirten Uysal, bu nedenleri ev işleri, eğitim, emeklilik ve ümidi kırık olma durumları olarak açıklıyor.

Ev kadını payı azalıyor
Ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne katılmadığını beyan eden kadınların sayısı Ocak 2012'de 12 milyon 913 binden Nisan 2012'de 12 milyon 127 bine gerilemiş. Çalışabilir kadın nüfusun artmasına paralel olarak ev kadınlarının payının bu dönem içerisinde düştüğü dikkat çekiyor. Ocak 2005'te kadınların yüzde 52.7'si ev işleriyle meşgul olduğu için çalışmadığını ya da iş aramadığını söylerken bu oran Nisan 2012'de yüzde 43.8'e düşmüştür.

Daha çok kadının işgücü piyasasına katılması gerekli
İstikrarlı bir şekilde artıyor olsa da kadın işgücüne katılımı hala diğer ülkelere kıyasla çok düşük olduğunu vurgulayan Gökçe Uysal araştırma sonuçlarıyla ilgili şu açıklamayı yapıyor: "Çalışabilir yaşta kadınlarımızın yüzde 30'dan azının çalışıyor ya da iş arıyor olması Türkiye'nin bu alanda daha çok çaba sarf etmesi gerektiğine işaret ediyor. Betam'ın bu konuda daha önce yapmış olduğu araştırmalar eğitimin işgücüne katılımı artırmak için en önemli etkenlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Ancak sadece eğitimle işgücüne katılım oranlarının artırılmasının çok yetersiz olduğu da açıkça görülmektedir. Gündemde olan kadın istihdamı için vergi teşvikleri, kreş yardımları, babalık izni gibi politikalar da doğru tasarımla etkili olacak. Örneğin firmalar için kadın istihdam etmeyi daha maliyetli kılacak düzenlemelerden kaçınılması, sosyal yardımların kadının çalışmıyor olma önkoşullarının kaldırılması, kreş yardımında bölgesel farklılıkların gözetilmesi dikkat edilmesi gerekiyor."

 Eğitim süresi uzuyor
Eğitimine devam eden kadınların çalışabilir nüfusun içindeki payı düzenli olarak artmaktadır. Ocak 2005'te çalışabilir yaşta kadınların yüzde 5.8'i eğitimine devam ediyorken Nisan 2012'de bu pay yüzde 7.7'ye yükselmiş. Zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılmasıyla çalışabilir nüfusta daha çok kadının eğitimine devam ettiği görüleceğini söyleyen Gökçe Uysal, "Kısa vadede eğitimine devam ettiği için işgücü piyasasının dışında kalan kadınların payını artıracak bu uygulama, orta ve uzun vadede kadın katılım oranlarını artıracaktır. Zira kadın işgücüne katılımı eğitim seviyelerine paralel bir şekilde artıyor" diyor.

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.