Bugün: 25 Nisan 2024 Perşembe
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Gündem
Print Al

Küresel Isınma Bizim İçin de Bir Tehdit

31 Temmuz 2012 Salı::

Fiskobirlik, Atatürk’ün “Belli başlı ürünlerimizi ilgilendiren birlikler kurulmalıdır” sözüyle toplanan 1. Ulusal Fındık Kongresi takiben 1938 yılında kuruldu.

Yazı Boyutu : A A A A


Ortaklarının menfaatlerini korumak, onların ürünlerini en iyi şekilde değerlendirmek, iç ve dış piyasalarda onları desteklemek için çalışmalarını sürdüren Fiskobirlik, bugün gelinen noktada ise gündemden hiç düşmüyor. Fiskobirlik kurumunun sorun ve sıkıntılarını kurum bünyesinde müfettişlik, idari ve mali işler müdürlüğü ve entegre tesisleri genel müdürlüğü görevlerini yürüttükten sonra üç yıldır Fiskobirlik Genel Müdürlüğü görevini sürdüren Mehmet Sargın ile konuştuk. 



Fiskobirlik, Giresun halkının ve fındık üreticilerinin çok yüksek beklentileri ile kuruldu. Ancak Fiskobirlik belki siyasi belki kurumsal zorluklarla çalışamadı, çalıştırılmadı. Bu sureci nasıl değerlendiriyorsunuz?


 


Fiskobirlik,  kurulduğu 1938 yılından 1964 yılına kadar ortaklarına gerçek anlamda kooperatifçilik hizmeti sunmuş, 1964 yılından sonraki süreçte ise devlet adına doğrudan alım görevi üstlenmiş bir kuruluştur. 1960’lı yılların başında toplam ihracat geliri içerisindeki payı yüzde 20’lerin üzerine çıkan fındık ürününün daha çok üretilip daha yüksek miktarlarda ihracat geliri sağlamayı düşünen siyasi otoriteler fındık üretimini Fiskobirlik kanalıyla desteklemişlerdir. 1994 yılına kadar doğrudan, 1994-2000 yılları arasında da Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kaynaklı krediler vasıtasıyla desteklenen Fiskobirlik, 2000 yılında çıkan 4572 sayılı Tarım satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa gereği idari ve mali açıdan özerk bir yapıya kavuşturulmak istendi. 35 yıldan daha uzun bir süre hazine adına alım gerçekleştiren ve bu dönem içerisinde tamamen kamusal bir faaliyet yürüten Fiskobirlik’in, mali özerklikle ilgili ayağının eksik bırakıldığı bir düzenleme sonrasında farklı bir yapıya itilmesi ve bu yapısal değişimle ilgili sürecin iyi yönetilememesi bugün yaşanan sıkıntıların temelini oluşturmaktadır. Uzun yıllar devlet adına destekleme alımlarında görevlendirilmiş ve bu süreç sonrasında fındık üreticileri (ortakları) tarafından bir kamu kurumu gibi algılanmaya başlamış olan Fiskobirlik’in bir kooperatif kuruluş olduğunu ve bu kuruluşun gerçek sahiplerinin de fındık üreticisi ortaklarımızın olduğunu anlatmaya ve bu anlamda ortak nezdinde bir sahiplenme duygusu oluşturmaya gayret ediyoruz.


 


80’li yıllarla beraber üretim-tüketim dengesinde değişim yaşandı…


 


1960’lı yılların başından itibaren üretimi artırma yönünde uygulanan destekleme politikası o günün şartları itibariyle son derece doğru bir karardır. Üretimin artırılması ve artan üretim dolayısıyla daha fazla miktarda ihracat ve daha yüksek miktarlarda döviz girdisi sağlamak hedeflenmiştir. Ancak 80’li yıllardan sonraki süreçte üretim/tüketim dengesi üretim lehine ciddi anlamda değişmiştir. Üretim alanları sürekli genişlemiş, arzın kontrolü zorlaşmıştır. Ülkemiz, bugün gelinen noktada tüketmekte zorlandığı miktarlarda üretim kapasitesine ulaşmıştır.


 


Küresel Isınma Bizim İçin de Bir Tehdit


 


2009–2010 yılı rekolteleri bize şunu gösterdi; küresel ısınma gerçekten bu bölgeyi de etkiliyor ki bu sene fındık fiyatlarının hızlı bir şekilde 4 TL’nin üzerine çıkmasındaki sebep de budur. Fındık çok özel bir üründür, bu nedenle genel tarım politikaları içerisinde üretim alanları, üretim miktarı ve üretici profili açısından kendine özel birtakım düzenlemelerin olması gerekir. 14 Temmuz 2009’da açıklanan ve çıkış noktası son derece isabetli olan fındıktaki yeni stratejinin hedeflerini ve kullandığı argümanları çok sağlıklı görmüyoruz. Üretim alanının daraltılarak arz/talep dengesini kurmayı hedefleyen ve bu amaç doğrultusunda 3 yıl süreyle doğrudan gelir ve alternatif ürün desteği verilmesini öngören yeni stratejinin ilk yılki uygulamaları neticesinde sökülen fındık arazisi miktarı 354 hektarla sınırlıdır. Hedefin en az 100 bin hektarlık bir alan olduğu dikkate alındığında, yeni stratejinin hedefe varma olasılığı yok denecek kadar azdır. Hedefe ulaşılabilmesi için doğrudan gelir desteği ödemesi için kullanılan kaynağın alternatif ürün desteğine aktarılarak söküm teşvikinin artırılması gerekirdi.


 


Türkiye’nin nüfusu hızlı bir şekilde artmaktadır. Ülke insanımızın gıda ihtiyacının karşılanabilmesi için topraklarımızın ideal bir şekilde tarıma tahsis edilmesi gerekir. Bunun için 100 bin hektarlık taban arazideki fındık üretiminin sonlandırılması ve meyilli arazideki üretim verimliliğinin artırılması kaçınılmazdır.


 


Bu durum karşısında ne yapılmalı?


 


Yapılması gerekenlerin ortaya konulabilmesi amacıyla tüm tarafları bir araya getiren Ulusal Fındık Konseyi kuruldu ancak birçok noktada ortak fikre varılamıyor. Bize göre taban arazideki üretim alanları mutlaka daraltılmalı ve bunun için teşvik edici unsurlar oluşturulmalı. Devlet 2010 yılında doğrudan gelir desteği adı altında dönüm başına 150 lira ödeme yaptı ve 2011 ve 2012 Mart aylarında birer ödeme daha yapacak. 2012 yılı sonrası için bilinmeyen birçok şey var ve bu da fındık üreticilerini tedirgin etmektedir.


 


Fiskobirlik her dönem siyasilerin kendi yandaşlarına iş olanağı sağladığı bir yer oldu, kapasitesinin çok üstünde istihdam sağlandı. Bu durum mu eleştiriliyor?


 


Bu durum sadece Fiskobirlik’le sınırlı değil, diğer kurumlarda da böyle. 30 – 40 yıl öncesinde gayri safi milli hasıla içinde tarımın payına bakarsak meseleyi özümsersiniz. Tarımın ülke ekonomisi için önemi büyükse siyasi iradenin tarımla uğraşan kamu işletmelerim üzerindeki etkinliği de fazla olmaktadır. Türkiye yavaş yavaş sanayileşiyor, hizmet sektörü gelişiyor. Tarıma baktığınızda da istihdam azalıyor. Ancak fındık özel bir ürün bu nedenle de bizim hükümetten beklentilerimiz farklılaşıyor. Çünkü yurt dışında güçlü firmaların etkili olduğu bir piyasa düzeni söz konusu. Siz bu üründen her yıl hak ettiğinizi elde edebilmek için mutlaka tekelci bir yapı oluşturmak zorundasınız. Bunu da oluşturabileceğiniz yegâne kuruluş Fiskobirlik’tir. Bu anlamda Fiskobirlik’in güçlü kılınması ve ortağının kendi kuruluşunu sahiplenmesi sağlanmalıdır.


 


Alımların Tarım Bakanlığı’na verilmesini doğru buluyor musunuz?


 


Fiskobirlik ile hükümet arasındaki restleşme hükümeti “Bu meseleyi nasıl çözebiliriz?” noktasına getirmiş ve dolayısıyla bu anlamda yetkin bir kuruluş olan Toprak Mahsulleri Ofisi fındık alımı için görevlendirilmiştir. TMO görevini yapmaya çalışmış ama altyapı ve deneyim eksikliği birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Eğer biz görevlendirilmiş olsaydık, bugün Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üstlendiği maliyetin yarısına bu işin üstesinden gelirdik.


 


Bundan sonraki beklentiler ne doğrultuda?


 


Daha önce ifade ettiğim gibi eğer biz kooperatifle ortak arasında kaybolan bağı yeniden tesis edebilirsek kurumun geleceği ile ilgili kaygı ortadan kalkar. Bunu yapabilmek kolay değil. 2006 yılından kalan borçlarımızın ödenebilmesini, bunun ön şartı olarak görüyoruz. Borçlarımızı önümüzdeki Temmuz-Ağustos ayına kadarki süreçte ödersek 2011 yılında üretici için alternatif olmayı başarmış ve tekelci bir yapı oluşturabilmenin ilk adımlarını da atmış oluruz.


 


Giresun fındığı kaliteli ancak ön plana çıkamıyor. Buradaki eksiklik nedir?


 


Giresun kalite kavramı ekonomik bir olgudur. Giresun kalite fındık kavurma ünitesine girdiğinde yüzde 85/90 nispetinde bir verimlilik ortaya çıkmaktadır. Bu oran levant olarak tabir edilen fındıklarda yöreye göre %45 ile %65 arasında değişir. Kalite farklılığı doğal olarak fiyata da yansıyor. Fiyattaki farklılık, işin ticaretiyle uğraşanları farklı arayışlara yöneltmemeli. Ekonomik fiyat farklılığı bu işin sanayisi ile uğraşanları harmanlama yapmaya itmemeli. Giresun fındığı özel bir ürün bu ürünü farklılaştırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Zaten Giresun kalite fındık Coğrafi Tescil Belgesine sahiptir. Yani kalitesi tescil edilmiştir.

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.