Bugün: 29 Mart 2024 Cuma
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Yazarlar
Print Al
Mutluluk ve İyimserlik



"Mutluluk" günümüzde Batı kültüründeki en büyük takıntı durumuna gelmiştir. 18.Yüzyılda Aydınlanma dönemiyle birlikte mutluluğun değerli bir hayat için gerekli olduğu inancı yerleşmesinden sonra, "mutluluk arayışı" politikadan dine, iş hayatından çocuk yetiştirmeye kadar hayatın her alanında hayata egemen olmuştur. 1776 Yılında ABD'nin Bağımsızlık bildirgesine her insanın "mutluluğu arama" hakkı yazılmıştır. 1926 Yılında "Happy Birthday" şarkısı bestelenmiş ve İlham Gencer buna 1966 yılında iki satırlık söz yazmıştır (Bugün bu sözlerin telifi vardır ve izinsiz kullananlar tazminat davasıyla karşılaşırlar). 1977 de Mc Donalds "Happy Meal" menüsünü çıkartmıştır. Buna karşılık batı kültürünün dışında yer alan bir kültür olan Slav kültüründe bir Rus halk deyişi, "sürekli gülen bir insan ya delidir, ya da Amerikalı" demektedir.



Pozitif psikoloji akımının öncüleri mutluluğun öğrenilebilir olduğunu söylerken; bazı bilim adamları da mutluluğun doğuştan getirilen bir özellik olduğunu ve insanları mutlu olmaya "zorlamanın", boyunu uzatmaya çalışmak gibi sonuçsuz bir çaba olduğunu söylemektedir.



İyi bir duygu durumunda olan insanlar, yeni beceriler kazanmaya daha istekli olur, konulara daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşır, sorunlara daha yaratıcı çözümler üretir ve zorluklar karşısında geri çekilmezler. Bir lisede gençlere "hayatta başarı" konusunda bir konuşma yapacak olsanız, bu özellikler büyük bir ihtimalle, konuşmanızın ara başlıklarını oluşturacaktır. Dikkat edilirse bu başlıkların hepsinin eyleme dönük olduğu görülür ve belki de bu nedenle İngilizce'de "happen" ve "happiness" kelimeleri aynı kökten gelmektedir.



Sinirbilimci R. Davidson, beyinde mutluluğun yaşandığı kabul edilen sol prefrontal korteksin daha aktif olarak bedeni virüslere karşı koruyan antikor ürettiğini ve böylece bağışıklık sistemini güçlendirdiğini bulmuştur. İnsanlarda ve maymunlarda bu bölgenin aktif olması, kandaki stres hormonu düzeyinin düşmesine neden olarak, hayattaki iniş ve çıkışlar karşısında kişiyi daha dayanıklı kılmaktadır.



1976 Yılında yapılan bir araştırmada üniversitenin birinci sınıfındaki öğrencilerin "neşelilik" düzeyleri değerlendirilmiş ve en üst dilimde yer alanların, yirmi yıl sonra kazanç düzeylerinin en alt düzeyde yer alanlara kıyasla % 31 daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ancak 1528 kişinin hayatının seksen yıl süreyle incelendiği büyük bir araştırma, gençliklerinde neşeli olanların daha uzun yaşadıkları inancını yıkmıştır. Bunun nedeni olarak yetişkinlik döneminde riskli davranışlar gösterme eğilimi işaret edilmiştir.



Mutluluk ve iyimserlik çok kere birlikte görülen özeklikler olarak kabul edilir ve bu kabul birçok kişiyi hatalı çıkarımlara götürür. İyimserlik üç temel kabul içerir: Olumlu sonuç beklentisi (gelecekle ilgili genel olarak olumlu beklenti içine olmak); olumlu yeterlilik beklentisi (çeşitli durumlarla başaçıkma becerine sahip olduğu inancı); gerçekçi olmayan olumlu düşünce (iyi şeylerin kötülerden daha çok olduğu ve kötülerin kendi başına gelmeyeceği inancı).



İyimserlik her zaman kazandırmaz



Gerçekten de iyimserlik, kişinin kendi beyanına bağlı, subjektif duygusal ve bedensel bir iyilik halini de içine alan olumlu sonuçları vardır ve bu özellikler birçok kişi tarafından mutluluk olarak kabul edilir. Literatürde iyimserliğin cerrahi girişimlerden sonra daha hızlı iyileşme, daha az hastalanma ve düşük ölüm riski içerdiği konusunda bilgiler vardır. Ancak iyimserliğin tümörleri küçülttüğü veya tıkalı damarları açtığı konusunda hiçbir somut kanıt yoktur.



Ancak iyimserlerin kendilerini risk altında görmemeleri sağlıklı davranışlar geliştirmelerini engelleyebilir. Kötü şeylerin kendi başına gelmeyeceği kabulü, çok geç olana kadar (sigara ve alkol tüketimi veya hızlı araba kullanmak gibi) riskli davranışlara devam etmelerini engellemez. İyimserlerin hayat ve gelecekle ilgili gerçekçi olmayan tutumları yarardan çok zarar verme eğiliminde olabilir. Örneğin zamanında önlem alınmayan sorunlar büyüyebilir ve kontrolden çıkabilir. Bu nedenle bazı durumlarda kötümserlik yararlı olabilir. Yapılan bir araştırmada kötümserlik eğilimleri yüksek olan hukuk öğrencilerinin, iyimser olma eğiliminde olanlardan daha başarılı oldukları görülmüştür.



Sağlıkla ilgili bir tehditle karşılaştığında iyimserler çoğunlukla savunucu olma ve riski küçümsemek konusunda gerçekçi olmayan bir tutum sergilemeye yatkın olabilmektedirler.



Sonuç



İyimserlik, kişilikteki tedbirlilik özelliğiyle birleştiğinde kişinin amacına ulaşması için yardımcı olmaktadır. Ancak iyimserlik, fevrilikle (ataklık) birleştiğinde gerçekçi olmayan beklentiler yıkıcı ölçüde artmaktadır. Bu değerlendirmenin önemi karar mekanizmasındaki kişilerin kararlarının toplumsal sonuçlarında görülmektedir. 2008 yılında ABD'de başlayıp Dünyayı etkileyen ekonomik krizin arkasında büyük finans kurumu yöneticilerinin tamamına yakının yüksek hırs düzeyine sahip tedbirsiz iyimserlikleri olmuştur.



Kaynak



Davidson, R. J. (2001) The neural circuitry of emotion and affective style: prefrontal cortex and amygdala.



Friedman,H.S.,Martin,L.R.: The Longevity Project



Acar Baltaş ile iletişim kurmak için e-mail adresi: bilgi@acarbaltas.com
Yazarın Diğer Yazıları
Prof. Dr. Acar Baltaş: Para Mutluluk Getirir Mi?
Parayla alınmaya mutluluk
Para ve Mutluluk
İç Dünyamız ve Mutluluk
Gökten Para Düşerse
<<  1 >> 
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.