Bugün: 28 Mart 2024 Perşembe
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Yaşam
Print Al

Namaz, imandan sonra en mühim farzdır

12 Haziran 2017 Pazartesi::

İslâmiyette en önemli emir iman etmektir. İman, bir binânın temeli gibidir. Namaz ise, bu binânın kendisi, kirişleri ve duvarları gibidir.

Yazı Boyutu : A A A A

Aslında bütün insanların yaratılmalarındaki maksat, Allahü teâlâya ibâdet etmeleridir. Nitekim Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîminde, Zâriyât sûresinin 56. âyet-i kerîmesinde meâlen “Cinnîleri ve insanları ancak (beni bilmeleri, tanımaları) bana ibâdet etmeleri için yarattım” buyurmuştur.
“İbâdet”, Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmaktır. Allahü teâlânın rızâsı ise, yapılmasını kesin olarak emrettiği farzları yerine getirmekte ve yasak ettiği harâmlardan kaçınmaktadır. Bilindiği gibi ibâdetler üç kısımdır: 1- Beden ile yapılanlar (Namaz ve oruç gibi), 2- Mal ile yapılanlar (Zekât, sadaka-i fıtır ve kurban gibi), 3- Hem beden hem de mal ile yapılan (Hac ve umre gibi) ibâdetlerdir.
Tabîî ki İslâmiyette en önemli emir îmân etmektir. Îmân, bir binânın temeli gibidir. Namaz ise, bu binânın kendisi, kirişleri ve duvarları gibidir.
Namazın ehemmiyetini bildiren âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler pek çoktur. Kur’ân-ı Kerîm’de yüzden fazla yerde, namaz kılmak emri tekrâr edilmektedir.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
“Erkek ve kadından her kim mümin (îmânlı) olarak amel-i sâlih işlerse, işte onlar Cennet'e girerler, orada hesapsız olarak, rızıklandırılırlar.” (Mü'min, 40)
“Bir kimse, zulüm yâni günâh işleyip, sonra tevbe eder ve amel-i sâlih işlerse, Allahü teâlâ tevbesini elbette kabul eder.” (Mâide, 39)
“Rabbine kavuşmak isteyen bir kimse, amel-i sâlih işlesin ve Rabbine kullukta hiç ortak koşmasın.” (Kehf, 110)
“Amel-i Sâlih”: “İyi amel, yararlı iş; Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği iş, ibâdet” demektir. Amel-i sâlihin başında, İslâm'ın beş rüknü, direği gelir.
Namaz, îmândan sonra en mühim farzdır. İslâmın 5 şartından birisidir. Bu konuda, çok sayıda (yüzlerce diyebileceğimiz) âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf vardır.
Meselâ Allahü teâlâ, bir âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: “Belli zamanlarda namaz kılmak, müminlere farz oldu. (Namaz kılmak, müminlere belli zamanlarda farz kılındı)” (Nisâ, 102)
Kur'ân-ı kerîmde diğer bir âyet-i kerîmede:
"Namaz, münker ve fahşâdan [edepsizlikten, akla ve dîne uymayan her türlü kötülükten, her türlü günâhtan] alıkoyar..." [Ankebût, 45] buyurulmuştur.
Namaz kılmanın fazîleti çok büyüktür. Bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyurulmuştur: "Namaz, her hayrın, her iyiliğin anahtarıdır." [Taberânî]
Peygamber Efendimizin, "Namaz"la ilgili olarak çok önemli teşbîhleri vardır. Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim'deki bir hadîs-i şerîflerinde, namazı bir nehre benzetmiş, Taberânî'deki diğer bir hadîslerinde ise, başın vücuttaki yerine teşbîh etmiştir...

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.