Bugün: 28 Mart 2024 Perşembe
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Şirket Kültürü
Print Al

Zirve yollarından notlar

17 Kasım 2012 Cumartesi::

Zirvelerin davetine karşı koyamayıp dünyanın en yüksek 7 zirvesine tırmanan ilk Türk yüksek irtifa dağcısı Tunç Fındık, hedefe giden yolda ayakta kalmanın inceliklerini paylaştı. İşte zirveye giden yoldan notlar...

Yazı Boyutu : A A A A


GÜNÜBİRLİK VE İSTEDİĞİ GİBİ YAŞAMAK



Dünyanın en yüksek 7 zirvesine çıkmayı başaran ilk Türk yüksek irtifa dağcısı Tunç Fındık, zorlu zirve yollarında öğrendiklerini anlattı. Son 12 yıldır Everest ve K2 de dahil 8 bin metrenin üzerinde çok sayıda zirve yapan deneyimli dağcı, "Öğrendiğim en önemli şey, zorluklar karşısında yılmamak ve sabırlı olmak" diyor. Tırmanmak, ona göre bir hayat tarzı. Anı yaşamak önemli, çünkü sonrası olmayabilir. Ayrıca sınırlarını bilmez, tecrübene güvenmez ve adım adım ilerlemezsen, tıpkı iş dünyasındaki gibi tepetaklak olabilirsin...



Tırmanmak, çıkmak, bir hedefe varmak... Aslında çok stratejik bir iş. Değil mi?

Kesinlikle öyle, bir risk yönetimi. Olay, başlı başına kaba kuvvet işi değil, kafa işi. Okumuş adam işi.



Bu anlamda iş dünyasıyla da ilişkilendirilebilir.

Evet zaten doğrusu bu. Ben aynı zamanda iş dünyasına motivasyon eğitimleri de veriyorum. Bu konseptleri kullanıyorum. Zirveye doğru giderken riski nasıl değerlendiriyorsunuz. Geri çekilmek gerektiğinde bunu nasıl hesaplıyorsunuz ve doğru zamanda ve doğru yerde nasıl zirveye doğru ilerliyorsunuz, sorularını soruyorum. Bütün bunların hepsi bir sürü şeyin yanında; temelde sınırlarınızı bilmek, tecrübe kazanmak, adım adım ilerlemeyi gerektiriyor.



Dağcılık bir iş midir? Meslek midir?

Değildir. Hayat tarzıdır. Dağ rehberliği, bir iştir. Dağcılıkla ilgili bir çok farklı türde iş de yapılabilir ama profesyonel dağcı dediğimizde, yapılan işlerden en önemlileri:

1- Dağ rehberliği,

2- Kitap yazmak, konuyla ilgili yayın, harita vs yapmak ve

3- Sponsorlu yapılan tırmanışlardır. Çünkü bu sizin yaşantınızı sürdürmeye yetecek hale de gelebilir şansınız yolunda gidiyorsa. Bazen de yetmeyebilir.Türkiye gibi spor sponsorluğu ve profesyonel sporun zorlu bir mecra olduğu bir ülkede çok zor. Özellikle dağcılık gibi bilinmeyen, anlaşılmayan ve konsept olarak da çok insanlara hitap etmeyen bir spor.

Sonuç olarak profesyonel dağcılık, bir sürü alt kavramdan oluşuyor. Benim için en önemli şey, profesyonel dağcılıkta istediğim hayatı yaşamak. Sonuç olarak bir emekliliği olan, güvencesi olan bir iş değil. Bir iş kolu da değil. Sadece dağ rehberliğiyle yaşayan insanlar var. Ama bununla da uğraştığım taktirde dağcılığım zorlaşıyor, dolayısıyla full time bununla uğraşan bir insan da değilim.



Bu işten para kazanılmaz



Yaşamınızı nasıl sürdürüyorsunuz?

En merak edilen şeylerden biri de bu. Yaşamımı gayet kolayca sürdürüyorum. Çünkü yaşamaktan başka derdim yok. O yüzden her şey yolunda gidiyor.

Dağa tırmanarak zengin olunmaz. Amaç da bu değil zaten. Bunu yapan insanlar, sadece kendi hayatlarını günübirlik ve istedikleri gibi yaşarlar. Benim için de gerçeklik burada yatıyor. Şu anı yaşamak, daha sonraya yapılacak yatırım yok. Çünkü daha sonra olmayabilir. Dolayısıyla en önemlisi, şu anda yaptığımız şey.



Daha sonra olmayabilir demek, acaba risklerden dolayı mı?

Bu sadece dağcılıkla değil, hayatın kendisiyle de ilgili bir şey.



Riskli bir iş ama..

Evet. Riskleri olan bir iş. Bildiğiniz takdirle riski daha az, ama tabii ki bir bahçevanlıktan ya da dükkan açmaktan daha fazla riskli bir iş. Ama hayat benim için bir maceradan ibaret. Bu macera olmadığı zaman, hayat da olmuyor. Dolayısıyla bunu yaşamayı seviyorum. Hayat hareketli olmalı. Oradan oraya gitmeli olmalı, işin içinde belli riskler olmalı. Bilinmeyenler olmalı. Bunlar olmadığı zaman yaşam çok keyifsiz hale gelir benim açımdan, böyle olduğu için devam ediyorum.

Bugün insanlar garantiler ve hedefler üzerine yaşıyor. Ev, araba alayım, şunu da bunu da alayım... Sistem bunun üzerine kurulu, zaten sen bunu kırmaya çalıştığın taktirde yadırganman ya da dışlanman çok normal. Sistem seni istemiyor. Senin için değil, öbürleri için çalışıyor. Ve senin de para kazanıp o parayı harcayacak bir birey olman bekleniyor. Ama ben onlardan biri değilim ve bu, hoşuma da gidiyor doğrusu.



Bu kadar yol, irtifa yaptınız? Nereye ulaştınız?

Tecrübe, hepsi tecrübe... Bir de çok güzel anılar. Her yaptığınız şey çok farklı ve renkli geçiyor. Dünyanın her yerine gittim, güzel anılarla döndüm. Çok arkadaşım var. Dün İran'dan geldim, yarın dünyanın başka bir yerine gideceğim. Durursam yorulurum. Yorgunluk kafada olan bir şeydir. Fiziki yorgunluk geçer. Önemli olan kafa yorgunluğudur.



Hep zirve hedeflenmeli ama riskleri de bilinmeli



Bu anlamda bir yöneticiye benzetilebilir mi?

Dağcılık, sadece kas gücüyle değil, lojistik, kafa, hesap ve tecrübeyle yapılan bir spor. Kendini bilmekle ilgili. Verdiğim motivasyon seminerlerinde bunları söylüyorum: Bir ekip çalışması ve ekibin her üyesinin çok iyi çalışması gereken bir spor. Tıpkı, iyi bir şirketin elemanları gibi. Herkes kendini çok iyi bilmeli ve eğitimli olmalı. Hep zirve hedeflenmeli. Her motivasyon içinde olmak, zorluklardan yılmamak gerekiyor. İş dünyasındaki gibi dağcılıkta bunların hepsi var.



Hep zirveyi hedeflemek gerekiyor ama nereden dönmek gerektiğini de bilmek, risklerini iyi hesaplamak gerekiyor. Tabii zirve her zaman mümkün olmayabilir.

En önemlisi, sanırım dağcılığın bana öğrettiği şey, zorluklar karşısında yılmamak ve sabırlı olmak.



Bir şirket yöneticisi olsanız en önem verdiğiniz şey bu mu olurdu?

Temkinli olmak, zorluklardan yılmamak üstelik de kendini geliştirecek şeyler yapmak devamlı, antrenmanlı olmak. En önemlisi bu.



Şirkette çalışacağınız elemanlarınızı nasıl seçerdiniz?

İnisiyatif alan adamlardan seçerdim. Acil durumda patrona ihtiyaç duymadan, ben bunu yaparım diyebilecek adamlarla çalışırdım. Patron bensem takdir ederim. Yanlış olursa da ben seçtim derim.

En iyi dağcı uzun yaşayan dağcıdır



Siz ne arıyorsunuz? Bu arayış, bir yere ulaşmak mı, yoksa başarmak mı?

Tırmanışta başarı, hayatta kalmak ve hayatta kalmaya devam ederek tırmanışı sürdürmektir. En iyi dağcı, uzun yaşayan dağcıdır. Her zaman zirveye ulaşılmaz. Örneğin çığlarıyla ünlü, her üç kişiden birinin garanti öldüğü, dünyadaki en tehlikeli 8 bin metrelik dağ Annapurna'ya gittim, zirve yapmadım. İki ay sonra K2'ye çıktım ve sağ sağlim evime döndüm. Sınırını bilmek, nereye kadar gidebileceğini, gittiğin zaman tükenip dönemeyeceğin noktaya gelip gelemeyeceğini bilmek, çok önemli.



Bir şey yapınca daha fazlasını istiyor insan

Dünyada herkes, başarılı olmak için bir şey yapıyor. Ama ben bunu başarılı olmak için değil, arazide olmak için yapıyorum. Dağlarda, arazide ve açık havada, mavi göğün altında olmayı hep sevdim. Ortaokulda okulun monotonluğundan, griliğinden bir kaçıştı. Her şeyden kaçmak için doğayı kullanıyor ve aileme yalan söyleyerek tek başıma doğaya gidiyordum. Beni tenis ve baskete yönlendirdiler ama bu sporlar bana hiçbir zaman hitap etmedi. Kendimi hep doğanın vahşiliğinde buluyordum. Böyle başladı bu heyecan...

 

Yazan : Hayriye Mengüç

Kaynak : www.yenibiris.com/HurriyetIK


Kaynak: Hürriyet İK , Link : www.yenibiris.com/HurriyetIK

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.